- Aa +

DİSLEKSİ ve DERİN DUYU


19 Mayıs 2015

Disleksi, DSM V tanı ölçütlerinde “Özgül Öğrenme Güçlüğü” olarak sınıflanmakta ve şöyle tanımlanmaktadır:

A- Gerekli özel desteklerin sağlanmasına rağmen,  en az 6 aydan beri devam eden, aşağıdaki belirtilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren öğrenme ve akademik becerilerin geliştirilmesinde güçlükler:

  •  Kelimelerin okumasında yavaşlık ya da yetersizlik,
  •  Okunanı anlamada güçlük,
  •  Yazım güçlükleri,
  •  Yazılı anlatım güçlükleri,
  •  Sayılar ve sayısal anlatım konusunda güçlükler,
  •  Matematiksel algılama güçlükleri

B- Akademik becerilerin yaş için gerekli  düzeyin (belirgin ve ölçülebilir şekilde) altında olması  ve bu zorlukların okul ve günlük yaşamda sıkıntılara yol açması,

C- Zorlukların, okul çağında başlaması, ancak uygulamalar bireyin sınırlı kapasitesini aşınca ortaya çıkabilmesi,

D- Bu zorlukların görsel, işitsel, diğer sinirsel ya da zihinsel bozuklar, psiko-sosyal problemler veya yetersiz eğitim ile açıklanamaması.

Tanı, genellikle okulda karşılaşılan zorluklar sonrası çocuğun öğretmenleri ya da rehberlik servisleri tarafından değerlendirilir;  çocuk ve ergen psikiyatrisi/psikoloji servislerinde  Wisc-r zeka testi ve diğer bir takım testler yapılarak tanı konulur.  Disleksik çocukların zekaları, genelde normal ya da normalin üzerinde saptanır.  Daha sonra, ortofonik ve dilbilimsel bir takım testler de yapılabilir.

Disleksinin nedenleri konusunda yıllarca bir çok teoriler üzerinde durulmuş ve bu teorilerden yola çıkarak tedaviler uygulanmaya çalışılmıştır.  Bu çalışmalarda genellikle okumayı etkileyen bilişsel nedenler üzerinde durulmuştur.  Son zamanlarda disleksi hakkında bir çok bilimsel yayın yapılmaktadır.  Bunların büyük bir çoğunluğu tedavi yöntemleri üzerinedir.  Nedenlerine yönelik yayınlar ise oldukça azdır.

Günümüzde disleksinin, proprioseptif  (derin duyu) bozukluğunun bir belirtisi olduğunu ileri süren görüş gittikçe önem kazanmaktadır.  Bu konuda ilk çalışmalar 1980’li yıllarda Portekiz’de başlamıştır. Henrique Martins da Cunha ve Orlando Alves da Silva’nın derin duyu ve postür üzerindeki çalışmaları ve uygulanan tedavi yöntemlerinin disleksik çocuklara olan etkileri, bir nöropsikolog  olan Graciete Serrano’nun dikkatini çekmiştir.  Bu hekimler tarafından tarif edilen Postural Bozukluk Sendromu tanısı alan çocuklarda sıklıkla bir okuma zorluğu da görüldüğü tespit edilmiştir.

Disleksi olarak tanımlanan okuma zorluğu hemen hiç bir zaman izole olarak görülmez.  Detaylı bir sorgulama sonucu fark edilebilen bir takım çoklu algısal bozukluklar,  ağrılı bir postür (duruş)  ve bazen de uzaysal konumlanma sorunları ile maskelenen, genel bir tablonun özellikli bir bulgusu olarak saptanır. Bu çocuklar, uygulanan proprioseptif tedavi sonrasında okuma güçlüğünde bir düzelme sağlayabilirler.

Günümüzde bir çok Avrupa üniversitesinde,  özellikle Fransa’nın Dijon Üniversitesinde yapılan bir çok bilimsel çalışma disleksik çocuklarda, eşlik eden derin duyu problemlerine dikkat çekmektedir.  Bu çalışmalar da proprioseptif (derin duyu) tedavisinin disleksik çocuklarda bulguların düzelmesine yardımcı olduğu savını desteklemektedir.

Bu tedavi yönteminin herhangi bir yan etkisi olmadığı bildirilmiştir.  Günümüzde uygulanan diğer tedavi ve eğitim yöntemleriyle de  çelişki içinde değildir.  Eğitimsel ve psikolojik yöntemleri tamamlamakta ve bu yöntemler ile birlikte daha olumlu sonuçlar alınmaktadır.

(Bilimsel Yayınlar: www.dsm5.org, Quercia ve ark.  J Fr Ophtalmol 2007, Quercia ve ark. J Fr Ophtalmol 2005, Bullinger A. Neuropsychiatrie de l'Enfance et de l'Adolescence. 2003)

Crea Dreams | Kreatif Dijital Pazarlama Çözümleri