- Aa +

Görme nedir?


19 Ağustos 2020

Britannica Ansiklopedisi, görmeyi, “göz veya benzeri bir organ aracılığıyla varlıkların renklerini ve şekillerini ayırt etmeyi sağlayan fizyolojik süreç” olarak tanımlıyor. Üzerinde göz hekimleri, sinir bilimciler, görme bilimciler ve psiko-fizikçiler gibi birçok bilim dalından uzmanın çalıştığı bir konuda oldukça kısıtlı bir tanımlama.  Görme aslında nesneleri ve renklerini ayırt etmenin yanı sıra, etrafımızdaki objelerin yerlerini ve bize göre durumlarını algılamaktan dengemizin sağlanmasına, beynimizin hareketlerimizi planlamasına kadar bir çok alanı içerir.

Gözler görmenin ilk başladığı hareketli algılayıcılardır – tıpkı bir çeşit kamera ya da tarayıcı gibi. Gözler, retinanın üzerine fotonların düşmesi ile oluşan uyarının elektriksel sinyallere dönüşerek beyine iletilmesini sağlar.

Retina ise üzerine düşen bu fotonların hangi bölgeden geldiğine göre değişik algılama kapasitelerine sahiptir. Retinanın merkezinden uzak olan hücrelerin hareketi, merkezinde sarı nokta denilen bölgesindeki hücrelerin ise bakışlarımızı yönlendirip dikkatle baktığımız objenin detaylarını görebilme yetenekleri vardır.

Yani görme alanımıza bir nesnenin girdiğini retinanın periferik (merkezden uzak) bölgeleri ile fark ederiz. Bunun sonucunda da, ne olduğunu anlayabilmek için bakışlarımızı o nesneye yöneltir, sarı noktamız ile bakıp, detaylarını seçeriz.

Vücudumuzdaki diğer birçok kas grubunda olduğu gibi, gözlerimizi hareket ettiren göz kaslarımızın üzerlerinde de bu kasların kasılmalarını algılayan küçük sensörler vardır. Bu sayede, beynimiz kendi konumumuza göre ne tarafa baktığımızı ve nesne ile aramızdaki mesafeyi saptayabilir.  Örneğin, bir bardağa baktığımızda beynimiz o bardağın bize göre konumunu algılar, sonra da elimizi bardağı tutmak için uygun yere yönlendirir.

Bu da, görmeye varlıkların renk ve biçimlerinin fark edilmesinden çok öte bir fonksiyon yükler. Hareketli algılayıcılar olan gözlerimiz, algılanan nesnenin bize göre konumunun belirlenmesinde önemli rol oynar.  Bu komplike algı-hareket döngüsü tüm gün devam eder - beynimiz gözlerimizden ve göz kaslarımızdan gelen veriler ile etrafımızı çevreleyen uzaysal alanda objelerin konumunu algılar ve böylecebizim hareketlerimizi planlar.  Ayrıca beynimiz bu veriler sayesinde dengemize önemli katkılarda bulunur ve vücudumuzun doğru duruşunu, yani iyi bir postürümüzün oluşmasını da kontrol eder.  Gözlerin denge ve postürümüze olan katkılarını, ileride başka bir yazıda daha detaylı olarak anlatacağım.   

Beyinde görmenin algılandığı bölge ise tek, homojen bir alan değildir.  Birçok alt bölge görmenin algılanması için belirli bir hiyerarşi içinde birlikte çalışır.  Bu bölgeler, yaptıkları işlere göre düşük düzeyli ve yüksek düzeyli bölgeler olarak da tanımlanırlar. Görme sinyallerini taşıyan sinir hücrelerinin (nöron) beyinde ilk durağı olan V1 alanı ya da Primer Görsel Korteks’de  nöronlar sadece temel görsel sinyallere duyarlıdır.  Bu alan bir çizginin eğimini ya da hareketli bir objenin hangi yönde hareket ettiğini algılar. Görsel ileti beyin hiyerarşisinde daha yüksek bölgelere ulaştıkça nöronlar yüz tanımak gibi daha kompleks işleri yapar hale gelir.

Gözlerden gelen veriler Primer Görsel Korteks’e ulaştıktan sonra iki değişik sinirsel yol aracılığıyla beynin diğer bölgelerine iletilir. Bunlardan biri  “ne (what)” yolağı, diğeri ise “nasıl (how)” yolağı olarak adlandırılır.  İsimlerinden de anlaşılacağı gibi “ne” yolağı daha çok nesnelerin tanınması, “nasıl” yolağı ise nesnelerin yerleri ve hareketlerinin algılaması ile ilgilidir.

Bu şekilde gözden beyne doğru oluşan görsel algı yolağı sinir bilim tabiri ile “aşağıdan yukarı/bottom up” olarak adlandırılır.  Ancak, görsel algı için bir de “yukarıdan aşağıya/top down” yolak vardır.  Aşağıdan yukarıya, yani gözden beyine görsel verilerin titizlikle taranarak ulaşması yavaş ve bir takım yanlışlık ya da karmaşalara yol açabilen bir sistemdir.  Beynimiz yukarıdan aşağı sistemle, daha önceki görsel deneyimlerimize bağlı olarak hızlıca görsel algıyı yorumlayıp bizim için algılanması daha kolay bir forma sokabilir. Bu özellik sayesinde birçok optik illüzyon yaratmak mümkündür.

Yazımı bir gülümseme ile bitirmek açısından, bunlardan birkaçını aşağıdaki linkte ve görselde paylaşıyorum.

Resime 15 sn kadar baktığınızda beyniniz ters görünen tabakları düzeltecek.

Crea Dreams | Kreatif Dijital Pazarlama Çözümleri